elini çekmek

elini çekmek

Türkçe-rusça sözlük. 2013.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Смотреть что такое "elini çekmek" в других словарях:

  • elini eteğini çekmek (veya kesmek) — (bir şeyden) o şeyle ilgisini kesmek Odasına kapandı, aylarca dünyadan elini eteğini çekti. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • elini ayağını kesmek (veya çekmek) — 1) (bir yerden) uğramaz olmak 2) (bir yerden) uğraşmamak, ilgilenmemek Ben artık öyle şeylerden elimi ayağımı çektim. O. C. Kaygılı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dünyadan elini eteğini çekmek — bir kenara çekilip çevresiyle ilgisini kesmek, toplumun yaşayışına karışmamak, dünya işleriyle ilgilenmez olmak Dünyadan elini eteğini çekmiş bir kimse için Anadolu nun bu ücra köşesinden daha uygun neresi bulunabilir? Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TEZEHHÜD — Kendini dindar göstermek. Sun i surette dindar olmak. * Dünyevî ve nefsanî şeylerden elini çekmek, ibadet etmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • DUNEHU HART-ÜL KATAT — Elini dikenli ağaç üzerine çekmek, ondan daha kolay. meâlinde bir tabirdir …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Ayhan Işık — Ayhan Işık, born Ayhan Işıyan (5 May 1929 İzmir, 16 June 1979 Istanbul) was a popular Turkish film actor. He was the most popular lead man of Turkish cinema between 1952 and 1979.BiographyHe was born in İzmir, Turkey in 1929. He graduated from… …   Wikipedia

  • çekiştirmek — i 1) Uçlarından tutarak ayrı yönlere doğru çekmek 2) Tekrar tekrar çekerek koparmak Bir şeye canı sıkıldığı vakit elini ensesine atar, saçının örgülerini yakalayarak çekiştirip dururdu. R. N. Güntekin 3) mec. Bir kimsenin kötü taraflarını uzun… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dünya — is., gök b., Ar. dunyā 1) Güneşe yakınlık bakımından üçüncü gezegen, yer, yerküre, yer yuvarı, yer yuvarlağı, acun 2) Dış, çevre, ortam Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. H. C. Yalçın 3) İnançları bir olan ülke veya insanlar… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taş — is. 1) Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde Kireç taşı. Oltu taşı. 2) sf. Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş 3) Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için… …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»